İçeriğe geç

Hakkaride fay hattı var mı ?

Hakkari’de Fay Hattı Var mı? Bir Kasaba, Bir Aile ve Bir Korku

Bir köyde doğmuş, büyümüş bir adamın gözleri hep dağlara, o dağlarda uyandırdığı korkuya takılı kalır. Hakkari’nin etrafındaki dağlar öyle yüksek, öyle kuvvetli ki, içinden geçen yer kabuğunun her sarsıntısı, kasabaya son derece yakın bir tehlike yaratıyordur. Bu, Hakkari’nin insana verdiği duygudur. Ancak çoğu zaman, “Fay hattı var mı burada?” sorusu, dağların hışırtısına karışır, kimse bu konu üzerinde durmaz.

Bir sabah, Ahmet ve eşi Elif, sabah kahvaltılarında çocuklarını okula göndermiş, kahvelerini içiyorlardı. Ahmet, iş yerinde yaşanan bir sorunla meşgulken, Elif pencereden dağları seyrediyordu. Elif’in kafasında ise tek bir soru vardı: Bu topraklar bize ne kadar güvenli?

Ahmet: Çözüm Arayışında

Ahmet, her zaman çözüm odaklı bir adamdı. Her şeyin bir hesabı vardı, her şeyin bir çözümü vardı. O gün de, İstanbul’daki bir toplantıdan geldiğinde Hakkari’de fay hattı olup olmadığını düşünmeye başladı. Bir mühendis olarak, şehir planlamasına da katkı sağlamak için bu tür teknik detayları bilmek önemliydi. Fay hattı meselesini araştırmaya karar verdi, çünkü ne olursa olsun, Hakkari’de de bir gün, tıpkı diğer büyük şehirlerde olduğu gibi, büyük bir deprem olabilirdi.

Ahmet’in düşüncesi, bir mühendis olarak ne kadar gerçekçi olsa da, kasaba halkı için durum pek öyle değildi. Hakkari’nin yerel halkı, yıllarca dağların yankılarında yaşamış, bu topraklarla iç içe olmuştu. Ahmet, biraz da bu yüzden, çözüm arayışı sırasında olaya teknik açıdan yaklaşmayı tercih etti. Fay hattı hakkında araştırmalar yaparak, yetkililerle iletişime geçti, verileri inceledi ve kasabada bir yer altı hareketliliği olup olmadığını öğrenmeye çalıştı.

Elif ise, Ahmet’in sakinliğine bakıp içinde bir huzursuzluk hissediyordu. Onun gözlerinde her şeyin bir çözümü olduğu doğrudur belki, ama ya duygusal bağları ve toplumsal sorumlulukları göz ardı ederse? O, Hakkari’nin o naif ve doğal yapısının bir parçası olarak, buradaki insanların her sarsıntıya karşı ne kadar kırılgan olduğunu düşünüyordu.

Elif: Toplumun Acılarına Duyarlı Bir Kadın

Elif, kasaba halkının birbirine ne kadar bağlı olduğunu çok iyi biliyordu. Her köyde bir aile gibi yaşarlar, sevinçlerini ve acılarını birlikte paylaşırlardı. Elif, Hakkari’deki yerel halkın korkularını hissediyor, her küçük sarsıntıda birbirlerine sarıldıklarını, dua ettiklerini biliyordu. Bu kasabanın tarihi, geçmişi, yerli halkın kültürü… Hepsi o sarsıntılardan ne kadar etkilendiklerini söylüyordu. Ama Elif, korkunun sadece bir duygudan ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumun kalp atışlarını da hızlandıran bir gerilim olduğunu hissediyordu.

Bir sabah, kasabaya yakın bir köyde meydana gelen küçük bir deprem, Elif’in içini adeta parçaladı. Birçok insan korkuyla sokağa fırlamış, çoğu evini terk etmişti. Bu tür küçük sarsıntılar bile kasaba halkı için bir tehdit gibi algılanıyordu. Elif, bu kadar güçlü bir korkunun arkasında, sadece fiziksel bir tehlike olmadığını fark etti. Aileler, kasaba halkı, köyler… Hepsi bu topraklarda bir arada var olmaya çalışıyorlardı.

“Ya gerçekten bir fay hattı varsa?” diye düşündü. Bu sadece bir yer hareketi değil, aynı zamanda onlarca yıl süren korkuların, belirsizliklerin ve kaygıların sonucu olarak yaşamaya devam ettikleri topraklardaki her bir duygusal yükün birikmesiydi.

Sonuç: Toplumun Hep Birlikte Yeniden Doğuşu

Ahmet, Elif’in duygusal yoğunluğunu çok iyi anlamasa da, kasaba halkının korkularına saygı göstererek çalışmalarını hızlandırdı. Fay hattı gerçekten de var mıydı? Ahmet, sadece sayılarla değil, toplumsal duyarlılıkla da yaklaşarak bir çözüm arayışına girdi. Elif ise, kasabanın duygusal ihtiyaçlarına, kaygılarına ve korkularına karşı duyarlı bir şekilde, bu sorunla yüzleşmek için birlikte güçlenmeleri gerektiğine inandı.

Evet, Hakkari’de bir fay hattı var mı? Bu, sadece doğal bir soru değil, aynı zamanda toplumun huzurunu, ailelerin güvenliğini ve kasaba halkının geleceğini ilgilendiren bir konu. Ahmet’in çözüm arayışı ve Elif’in empatik yaklaşımı, aslında bizim de bu soruyu nasıl ele almamız gerektiğini gösteriyor. Sadece sayılarla mı, yoksa duygusal bağlarla mı? Ya da her ikisiyle bir arada mı?

Peki, siz Hakkari’nin yerel halkının endişelerine nasıl yaklaşırdınız? Fay hattı meselesine sadece teknik bir gözle mi yoksa bir toplumsal sorumluluk olarak mı yaklaşmak gerek? Fikirlerinizi paylaşmanızı sabırsızlıkla bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
ilbet güncel giriş adresivdcasino infobetexper girişsplash